Kadınların önemli sağlık sorunlarından birisi olan meme kanseri, her 8 kadından birinde görülmektedir. Nadir olarak erkeklerde de meme kanseri izlenmektedir , bütün meme kanserlerinin içerisinde erkeklerde görülme olasılığı yüzde 1’den daha azdır.
Memesindeki herhangi bir bulguyu, özellikle kitleyi çoğunlukla kadınların kendisi bulur. Meme kanserinin en sık rastlanan belirtisi, memede çoğunlukla ağrısız, zamanla büyüyen bir kitlenin hissedilmesidir. Meme kanseri kitlesi genellikle ağrı yapmaz. Ender olarak ağrı da belirtilere eşlik edebilir.
Meme derisinde – başında kalınlaşma, şişme, renk değişikliği- kızarıklık , yara olması, memede veya meme başında içeri doğru çekinti olması, meme başında akıntı kanserin habercisi olabilir.
Meme kanserine erken evrede tanı konması ile;
Meme kanseri, meme içinde küçük bir kitleyken müdahale edildiğinde %100’e yakın oranda başarı ile tedavi edilebilmektedir.
Üç temel standart tarama yöntemi meme kanserinin erken teşhisinde kullanılır. Bunlar;
Kişinin kendi kendine meme muayenesi, klinik meme muayenesi ve mamografi.
Mamografi, uzun dönemde meme kanserinden ölüm oranlarını düşürdüğü bilimsel olarak kanıtlanmış tek testtir.
Meme kanseri teşhisi için en sık kullanılan yöntemler şunlardır;
Meme Kanseri Görüntüleme ▶ yöntemleri sayfamızı ziyaret ederek daha detaylı bilgi alabilirsiniz.
Meme kanseri, rahim ağzı kanseri ve barsak kanseri gibi “kanser tarama programları” içinde değerlendirilmektedir. Memesinden hiçbir şikayeti olmayan kadınlar, mutlaka “Tarama Yöntemleri”ni önemsemelidir.
Tarama mamografisi, dünyada en yaygın kullanılan meme kanseri erken tanı yöntemidir. Tarama mamografileri ve/veya tomosentez tetkikleri, tarama mamografisi okuma konusunda yetkin radyologlar tarafından raporlanmalıdır.
Türk Radyoloji Derneği, Amerikan Radyoloji Derneği’nin meme kanseri tarama rehberinden yola çıkarak, meme ile ilgili şikayeti ve yüksek riski olmayan kadınlarda 40 yaşından itibaren yılda bir kere mamografi taramasını önermektedir. Bitirme zamanı olarak ise yaşam beklentisi 5-10 yıl olana kadar devam edilmesi tavsiye edilmektedir.
Yüksek riskli hasta durumlarında taramaya ultrasonografi ve magnetik rezonansta eklenebilmektedir.
Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen ‘Ulusal Meme Kanseri Tarama programı’’ dahilinde 2016 yılından itibaren Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri’nde (KETEM) 40-69 yaş arasındaki kadınlara iki yılda bir mamografik tarama yapılmaktadır.
Meme kanseri ultrasonu, sadece 40 yaşından sonra, yoğun meme yapısına ve orta derecede riske sahip olan kadınlarda mamografiye ek olarak tarama amaçlı kullanılabilir.
Meme US, 30-35 yaşının altındaki genç kadınlarda meme dokusu yoğun olduğundan ilk kullanılan inceleme yöntemidir. Ayrıca mamografide görülen bir lezyonun solid-kistik ayırımı ultrasonografi ile yapılabilmektedir.
Meme radyoloji uzmanı, USG de birşeyden şüphelenip gerekli görürse mamografiyi de ultrasona ekleyebilmektedir.
Dijital meme tomosentezi ile (üç boyutlu mamografi) memede üç boyutlu inceleme yapılabilmektedir. Heterojen ve aşırı yoğun memede dokuların üstüste binmesini (süperpozisyonu) kaldırarak lezyon saptanabilirliğini arttırır. Mamografi cihazının tüpünün farklı açılarla hareketi ile yaklaşık 1mm’lik kesitler alınarak yapılır. Böylelikle meme kanseri yakalama oranı belirgin artmaktadır.
Meme Mr, Emar, manyetik rezonans görüntüleme hastada diğer tetkiklerle tespit edilen bazı kitlelerin ameliyat öncesinde değerlendirilmesi için kullanılır. Ayrıca karşı memenin de değerlendirilmesi gerekebilmektedir.
Lokal ve ileri meme kanserinde tedavi takibinde, meme kanseri için yüksek riskli kadınların taranması ve takibinde, saklı-tespit edilemeyen meme kanserinde tanısal amaçlı ve meme onarımı yapılan hastaların takibinde diğer görüntüleme yöntemlerine üstünlüğü söz konusudur.
Görüntülerin değerlendirilmesi özellikle bu konuda bilgi birikimi yüksek olan meme radyolojisi uzmanları tarafından yapılmalıdır.